Welcome to Our Website

Deniz Berktay ile Kuzeyden notlar… Gürcistan’da kazan kaynıyor

Hatırlayacağımız üzere gösterileri tetikleyen etken, hükümetin gelirinin yüzde 20’den fazlası yurtdışından gelen sivil toplum örgütlerini inceleme altına almayı öngören yasa tasarısıydı. AB, Gürcistan’ın bu tasarıyı kabul etmesinin AB üyeliği hedefini tehlikeye atacağını söylemişti. ABD yönetiminden de Gürcistan’a peş peşe uyarılar gelmeye devam ediyor.

Geçen haftaki yazıda da değindiğimiz üzere, bu tasarı, Gürcistan’daki toplantı ve örgütlenme özgürlüğünü sınırlamıyor. Sadece yabancı fonlu örgütlerin denetim altına alınmasını öngörüyor ve bu kadarı bile ABD ve AB’nin şimşeklerini çekmeye yetiyor. Çünkü ABD ve AB, özellikle 2000’li yılların başlarında Gürcistan’ın iç siyasetine sivil toplum örgütleri yoluyla etki etmeye alışmıştı ve 2003’te Mihail Saakaşvili’nin iktidara gelmesiyle sonuçlanan “Gül Devrimi” de bu örgütlerin çabasının bir sonucuydu. Gürcistan, eski Sovyet coğrafyasında Batı yanlısı örgütler aracılığıyla ihtilal yapılarak yönetimin değiştirildiği (yani, “renkli devrim” yapılan) ilk ülkeydi. Geçen hafta da yazdığımız üzere bu ihtilalin ardından Soros Vakfı’nın Gürcistan temsilcisi, eğitim bakanı yapılarak Gürcü milli eğitimi, Soros’a teslim edilecekti. Saakaşvili’nin 10 yıllık iktidarında ülke, ABD’nin bütün eski Sovyet ülkelerine örnek gösterdiği “model ülke” olmuştu. Ukrayna’da 2014’te Batı yanlılarının gerçekleştirdiği ihtilal sonrasında da ABD’nin telkiniyle Ukrayna’daki devlet teşkilatları yeniden yapılandırılırken Gürcistan’dan danışmanlar getirilmiş ve emniyet müdürlüğü gibi kilit görevler Gürcülere teslim edilmişti. Gürcistan’da görev süresi dolan Saakaşvili de Ukrayna’ya gelerek o zamanki Devlet Başkanı Poroşenko’nun başdanışmanı olmuş, sonra da Poroşenko tarafından Odesa valisi olarak atanmıştı.

Şimdiki yönetimse 2013’te iktidara geldi ve Saakaşvili ekibiyle hesaplaşma içinde. Rusya’yla giderek yakınlaşma içine girdi ve Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılmıyor. Batı’dan para alan örgütlere inceleme yapacak olması ise Batı’nın Gürcistan’a etki etme imkânını epey azaltacağı için Batı’nın tepkisine neden oluyor.

‘ABD, DARBE YAPMAYA KALKTI’

Gürcü hükümetinin Batılı ülkelere yönelik eleştiri dozu giderek artıyor. Başbakan İrakliy Kobahidze, ABD’nin bir önceki Tiflis Büyükelçisi zamanında Gürcistan’daki sivil toplum örgütleri aracılığıyla burada sivil darbe yapmaya çalıştığını söyledi.

Gürcü muhalifler, şimdi 11 Mayıs’ta büyük bir eyleme hazırlanıyor. İktidardaki Gürcü Hayali Partisi’nin son seçimlerde yüzde 50 civarında oy alması, Saakaşvili’nin Birleşik Ulusal Hareket Partisi’ninse yüzde 20’lerde olmasına karşılık AB’nin “O yasayı kabul ederseniz üye olamazsınız” şeklinde eşzamanlı “havuç-sopa” politikası uygulaması toplumun daha geniş kesimlerinde kıpırdanmaya neden olabilir.

Gürcistan’da iktidarın tekrar Batı yanlısı kesimlere geçmesi, Ermenistan’ın Batı’ya kaymasını da hızlandıracaktır (Putin’in seçimlerin ardından bugün Moskova’da düzenlenecek olan yemin törenine Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın katılmayacağını açıkladı. Bu kopuş daha da hızlanabilir). Dolayısıyla yüzölçümü bakımından küçük olan bu komşumuzdaki olası bir iktidar değişikliğinin bölgesel etkisi büyük olacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

....