Uyuşturucu deniz altına nasıl indi? Köpek balıklarını yiyip bitiren ‘beyaz zehir’

Melike Sarıkaya/ Milliyet.com.tr – Gün geçtikçe hayvanların yaşam alanlarında çeşitli bozulmalar meydana geliyor. Bu kez de Brezilya kıyılarında vücutlarında yüksek oranda kokain bulunmasıyla gündeme gelen köpek balıklarına rastlandı. Geçen yıl Florida’da köpek balıkları, vücutlarında kokain bulunmasıyla gündem konusu olmuştu. Uzmanlar, Brezilya’da yaşayan köpek balıklarının vücutlarında bulunan kokain miktarının, diğer bölgelerde yaşayan köpek balıklarının vücudunda bulunan kokain oranına kıyasla şaşırtıcı derecede fazla olduğu yönünde açıklamalar yaptı. Deniz ekosistemini düzenlemede büyük rol oynayan köpek balıkları nesli tükenme riski yaşıyorken, bu durum yaşanan riskin oranını daha da büyütüyor. Brezilya kıyılarında yaşayan köpek balıklarında neden kokain bulunduğunu ve beraberinde getirdiği riskleri Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Ayas Milliyet.com.tr için değerlenirdi.

VAR OLAN TEHDİT DAHA DA ARTIYOR

Denizde yaşayan canlılarda bulunan kokain, besin zincirinde özellikle ‘apex predator’ denilen köpek balığı gibi türlerde yoğun miktarda görülüyor. Uzmanlar bunun nedeninin insan dışkısından veya laboratuvar atıklarından kaynaklanabileceği yönünde açıklamalar yaptı. Bu noktada besin zinciriyle ilgili yapılan çalışmaların çok çarpıcı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ayas köpek balıklarının neslinin tükenme hızının arttığını dile getirdi. Prof. Dr. Deniz Ayas köpek balıklarının yok olma tehdidiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, “Köpek balıkları denizel ekosistemi düzenlemede önemli rolleri olan, balıkçılık tehdidiyle yüz yüze olan yani aşırı bir oranda popülasyonlarının azaldığını gördüğümüz çok önemli bir grup. Köpek balığı türlerinin yaklaşık yüzde 30’ u ila 35’i yok olma tehdidiyle karşı karşıya. Kalan diğer türleri ise kırılgan hale gelmiş durumda. Bu anlamıyla ekosistem için bu kadar hayati rol oynayan ve besin zincirinde regülasyon görevi olan bu köpek balığı türlerinde kokain, genel psikostimülan ilaçlar ve onun metaboliklerinin yüksek oranda birikiyor olması aslında bunların neslinin devamlılığı yönünde ikinci bir tehdit olarak karşımıza çıkıyor. Üreme metabolizmaları üzerinde negatif etkileri olduğu için kokain ve onun metaboliklerinin, yok olma tehditlerini bir kat daha artırıcı özellik gösteriyor. Çünkü üreme fizyolojisini etkileyen maddeler ve ilaçlar, o türün hayatta kalması ya da sağlıklı yavru vermesi yönünde en büyük engellerden bir tanesi oluyor” dedi. Ayas, zaten popülasyonları azalmış olan köpek balıklarında kokain bulunmasının, bu canlıların neslinin tükenme hızını artırdığını dile getirdi.

YUKARIYA DOĞRU BİRİKEREK GİDEN TEHLİKE

Ayas, yaptığı araştırmalarda Brezilya’nın Rio De Jenario şehrinde yoğun illegal madde kullanımının yaygın olduğunu ve yine aynı şehirde yetersiz arıtma süreçlerinin olduğunu öğrendiği bilgisini paylaştı. Kesik burunlu köpek balığı türlerinin kokaine daha fazla maruz kaldığına ifadelerinde yer veren Ayas, “Bu kesik burun köpek balığı türleri de kıyı zonunda yaşıyor. Apex predatorler, yani besin zincirinin en üstünde olan türler bulunduğu bölgeyi terk etmedikleri için kokaine daha yoğun maruz kaldıklarını gördük. Besin zincirinde biyoasimilasyon dediğimiz bir mekanizma var. Yani fitoplanktonlardan zooplanktonlara, zooplanktonlardan suyu filtre ederek süzen bivalvia dediğimiz midyelere, midyelerden onlarla beslenen balıklara, onlarla beslenen daha üst predatör balıklara ve köpek balıklarına uzanan bir besin zinciri düşündüğümüzde bu kokain ve metaboliklerinin alt besin zincirinin alt trafik seviyelerinde daha az biriktiğini ama yukarıya doğru birikerek katbekat arttığını kolaylıkla söyleyebiliriz” diyerek değerlendirdi. Ayas, insanlar üzerinde etkisi olan psikostimülanların yani narkoz etkisi gösteren ilaçların daha alt evrimsel bir grup olan köpek balıklarında, diğer canlı gruplarında da benzer davranışsal etkiler gösterebileceğinin kolaylıkla söylenebileceğini belirtti.

‘İNSANLARA GEÇEREK HALK SAĞLIĞI SORUNU YARATIR’

Brezilya ve Latin Amerika ülkelerinde köpek balıklarının hedef dışı av olmadığı için tüketildiğini aktaran Prof. Dr. Ayas, köpek balığı avının bu bölgede sevilen bir et türü olduğunu belirtti. İnsanların köpek balığı tüketmesinin de hesaba katılmasıyla farklı sorunlar meydana gelebileceğinin altını çizen Ayas, “Kaslarında yoğun miktarda kokain ve onun diğer metaboliklerini biriktiren köpek balıklarını tüketen insanlarda da yoğun miktarda bu maddelerin alınımı gerçekleşmiş olur ve ortada bir halk sağlığı sorunu meydana getirebilir. Sizin deniz sistemine veya herhangi bir besine verdiğiniz her türlü kirletici o besin zincirine, organik olarak bağlı olduğunuz için size geri dönüyor yani paradoksal bir durum yaratıyor. Yani sizin ürettiğiniz kirleticiler, yine besin zincirinde birikerek size dönmüş oluyor” dedi ve bu sorunla tüm dünyada karşılaşılması sebebiyle deniz ürünlerini tüketilirken bir kez daha düşünülmesinin sebeplerinden biri olduğunu aktardı.

‘BESİN ZİNCİRİNE GİRMEMESİ İMKANSIZ’

Köpek balıkları da dahil olmak üzere denizden çıkan her şeyin tüketildiğini söyleyen Ayas, besin zincirinde gerçekleşen bu biyobirikimi insanların aldığını, yani insanlarda da bu birikimin gerçekleştiğini söyledi. Ayas, köpek balıklarında kokainin üreme fizyolojisi ve şeker metabolizması üzerinde etkisinin olabileceğini paylaştı. Ayas, konuyu detaylandırırken şu cümlelere yer verdi:

“Kokain su da kokain olarak bulunmuyor. Yani kokain insan vücuduna girdiğinde, kullanıldığında kokain metaboliklerine dönüşüyor ve idrarla atıldığında atık suyun içerisinde ya da alıcı ortam dediğimiz deniz suyunun içerisinde metabolikleri olarak şekilleniyor. Metabolikleri üzerinde yapılan çalışmalarda da, üreme fizyolojisi üzerinde ve belli bazı dengeleyici metabolizmalar üzerinde negatif etkilerinin olduğu ve bunları negatif yönde etkilediği yönünde çok sayıda çalışma var. Yani meseleye aslında şöyle bakmak lazım; kentsel, endüstriyel ve tarımsal alandaki kirleticiler deniz suyuna ulaştığında bunların aslında besin zincirine girmemesi imkansız. Asıl temel problem, bu kirleticilerin yarattığı yükü, alıcı ortama verirken ne kadarını arındırabildiğiniz.”

‘KORUMA ÇALIŞMALARI SON DERECE ÖNEMLİ’

Köpek balıklarının ekosistemin ayrılmaz bir parçası olduğunun önemini vurgulayan Ayas, köpek balığı görülen bir bölgede ekosistemin sağlıklı olduğunun düşünülebileceğinin altını çizdi. Prof. Dr. Ayas, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu önemli türler için dünya üzerinde bugünlerde çok yoğun koruma çalışmaları yapılıyor. Balıkçılığa kapalı alan ilan edilmesi çalışmaları yoğun bir şekilde ülkemizde ve dünyada sürdürülürken, bunların üreme fizyolojisi üzerine etkili olacak metaboliklerin ve bunlarda bulunan birikiminin bilimsel olarak gösteriliyor olması, köpek balıklarını bu şekilde koruyacağımızı gösteriyor. Özellikle denizde, metaboliklerin ulaşımının engellenmesi yönüyle de bir koruma programı yapılması son derece önemli.”

FİLM SAHNELERİNİN KONUSUYDU, GERÇEK OLDU

2023 yılında gösterime giren ABD yapımı Cocain Shark (Kokain Köpek Balığı) filmi, köpek balıklarına yasa dışı uyuşturucu madde enjekte edilmesini konu alıyor. Bir grubun yasa dışı işlerin yanı sıra deniz yaşamını da hedef aldığı deneyde uyuşturucu madde sonrası köpek balığı mutant bir canlıya dönüşüyor. Enjekte edilen yüksek dozda uyuşturucu madde, köpek balığını olağanüstü bir şekilde güçlendirerek saldırgan bir hale dönüştürüyor. Yerel halkın ve bilim insanlarının köpek balığını durdurma çabasını konu alan film, canlılarda uyuşturucu maddelerle fizyolojik etkilerinin yanı sıra davranışsal bozuklukların da meydana geldiğini gözler önüne seriyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir